Yaşlı bir adam emekliliğinde huzurla yaşamak için küçük müstakil bir ev satın alır. Evinde huzur ve mutluluk içinde yaşamaya başlar. Birkaç yıl sonra hemen yanı başındaki eve 3 çocuğu olan bir aile taşınır. Çocuklar hergün bahçeye çıkıp, bağıra bağıra şarkı söyleyerek oynamakta, oynarken de çöp kutularını tekmeleyip dayanılmaz bir gürültü çıkarmaktadırlar. Yaşlı adamın evindeki huzur ortadan kalkmış yerini gürültüye bırakmıştır. Yaşlı adam birgün dayanamaz ve bahçedeki çocukların yanına gider. “Siz çok tatlı çocuklarsınız, ne kadar da neşelisiniz, bana da neşe katıyorsunuz, bu şekilde oynamaya devam ederseniz size günlük 10 dolar vereceğim” der. Çocuklar bu teklife bayılır ve gün geçtikçe daha çok gürültü yapmaya başlarlar. Yaşlı adam 1 ay boyunca günlük olarak çocuklara ödemesini yapar. Tam 1 ay sonra tekrar çocukların yanına gider ve “Çocuklar emekli maaşımla geçinmekte çok zorlanıyorum, bundan sonra günlük ancak 5 dolar verebileceğim size…” der. Çocuklar bu konuya biraz bozulur ama gürültü yaparak oynamaya devam ederler. 15 gün sonra adam tekrar çocukların yanına gider ve “Çocuklar maaşımı alamadığım için size ancak günlük 1 dolar verebilirim” der. Çocuklar bu duruma çok kızarlar ve “Bundan sonra imkansız artık bu paraya bu işi yapamayız” derler. O günden sonra bahçede gürültülü oynama işini de bırakırlar. Bahçeye çıktıklarında içlerinden gürültü yapmak gelmez artık…
Mark Twain’in dediği gibi; “Eğitimin yapamayacağı hiçbirşey yoktur. Hiçbirşey onun ulaşamayacağı yerde değildir”. Zekice tasarlanmış bir eğitim mucizevi bir şekilde insan davranışlarını değiştirebilir. Bir kaba su koyduğumuzda nasıl su içine konduğu kabın şeklini alıyorsa, insan da aldığı eğitime göre hareket eder. Yılmadan, yorulmadan, bıkmadan eğitmeye devam edelim ki eğitim sihrimiz daha çok kişiye ulaşsın ve hayatını güzelleştirsin….