Global danışmanlık firması Deloitte tarafından hazırlanan rapora göre, çalışanların %88’i işlerinden memnun değil ve tutkuyla çalışmıyor. İnsanların sadece %12’si iş yerinde tutku ile çalışıyor.
Bu analize göre çalışanların %88’i sadece para kazanmak için çalışıyor. İşlerinden memnun değil, hergün ayakları geri geri giderek işe gidiyor. Belki bu yazıyı okuyan siz de onlardan birisiniz!
Mezun olduktan sonra işe başlayan bir kişinin emekli olana kadar hayatının %80’i çalışarak geçerken tutkusuz, mutsuz olmak hayatının tüm alanlarına da olumsuz etki ediyor. Tutkusuz bir çalışma yaşamı tatsız tuzsuz bir yemek gibidir. Açlığımızı gidermek için yeriz ama zevk almayız aynı tutku olmayan bir iş gibi…
İşte tutkulu olmak mümkün mü diyeceğinizi tahmin ediyorum. Veya genç yaşlarda ilk işe başladığımda tutkuluydum ama geçen yıllarda ne tutku kaldı ne istek dediğinizi… Veya iyi bir maaş alsam tutkuyu görürdünüz bende! Tüm bunlar efsaneye dönüşmüş bahaneler aslında…
Steve Jobs’un dediği gibi;
“Harika işler yapmanın tek yolu, yaptığınız işi sevmektir.”
Çalışmak para kazanma amaçlı yapılan bir faaliyet, tutku ise yaparken zevk aldığınız bir faaliyettir. Birbirinden farklı tanım ve kapsamlara sahip olsalar da tutku ve çalışmak birbiriyle paralel ilerleyen iki kavramdır. Sadece para kazanmak için çalışmayı seçerseniz tutkuya ulaşmanız zorken, tutkulu olmayı seçerseniz işinizde mutlu olabilir aynı zamanda para da kazanabilirsiniz.
Kariyerinde yükselmek, terfi almak, başarılı olmak… istiyorsanız öncelikle tutkuyla yapacağınız bir işe sahip olmalısınız.
Tutku çalışma hayatı için neden önemli?
Tutkunuzu işinizle birleştirerek ne kadar tutkuyla çalışırsanız o kadar başarılı olursunuz ve yaptığınız işten keyif de alırsınız.
Çalışanlarının tutku olması hem kişiye hem de kuruma birçok fayda sağlar;
- Tutkulu çalışanlar sahip oldukları kapasiteyi performansa yüksek oranda dönüştürerek başarılı olur.
- Çalışmayı sevdikleri için işe devamsızlık oranları düşüktür.
- İşlerini geliştirmek için daha yaratıcı davranırlar.
- Kurumlarına daha bağlıdırlar.
- İşi sahiplendikleri için otokontrol ve özyönetim becerileri gelişmiştir.
- Stres ve mutsuzluk oranları düşük, motivasyonları yüksektir.
- Tutkulu çalışanların enerjisi bulaşıcıdır, diğer çalışanlara da bulaşır.
Peki siz ne kadar tutkulu bir çalışansınız?
İşinizi tutkuyla yapıp yapmadığınızı anlamak için Nancy Anderson’un “Work with passion” kitabındaki bilgilerden yararlanarak kısa bir test hazırladım. Bu sorulara “Evet” cevabını veriyorsanız, TEBRİKLER SİZ TUTKULU BİR ÇALIŞANSINIZ!
- Karşılığında para almasanız da işinizde çalışır mısınız?
- Yalnızca verilen görevi yerine getirerek sonuçlara değil işinizde ustalaşmaya da çalışıyor musunuz?
- İşinizi yaparken yönetici denetimine gerek olmadan disiplinle ve otokontrolle çalışıyor musunuz?
- Çalışırken zamanın nasıl geçtiğini fark etmiyor musunuz?
- Hedeflerinizi gerçekleştirmek için “olduğu kadar” anlayışında değil mükemmeliyetçi davranıyor musunuz?
İşteki tutkuyu “ne ekersen onu biçersin” sözüyle bütünleştiriyorum. Tutku eken, başarı biçer!
Başarılı ve kazançlı bir işe sahip olmak istiyorsanız elinizden gelenin en iyisini yapmanız ve yaptığınız işe tutkuyla bağlı olmanız önemli. Tutkuyla çalışan karşılığını er ya da geç alır!
Tutkusunu ateşleyenlerin başarı şansı çok daha yüksektir.
Yaşamda kendimize seçtiğimiz yollar geleceğimizi şekillendirir. Her konuda olduğu gibi tutkulu bir yaşam sürdürmek ya da hergün isteksiz ve tutkusuz bir şekilde işe gidip gelerek günlerin geçmesini bekleyerek yaşamak bizim kendi tercihimizdir…