Sıkıntılı dönemlerimizde sık kullandığımız şu sözler size de tanıdık geliyor mu?
“Günün en karanlık zamanı gün doğmadan hemen öncedir”
“Her kötü şeyin bir iyi yönü vardır”
“Güneş batmadan yıldızlar görülmez”
Bu sözler bizi içinde bulunduğumuz mutsuz, sıkıntılı ve üzücü dönemin geçeceğine dair umutlandırarak pozitif düşünmeye yönlendirse de özünde bizi içinde bulunduğumuz anı bırakıp, mutsuz, sıkıntılı ve üzücü olan dönemin geçmesini beklemeye yönlendirir. İçinde bulunduğumuz anı ve yaşananları bırakalım, zamanı durduralım ve geleceği hayal ederek yaşayalım, maalesef bu hem gerçekçi değil hem de mümkün değil…
İnsanlar mutsuz, sıkıntılı ve üzücü olaylar yaşadığında iki farklı tutum ve davranış şekli gösterirler;
- Mutsuz, sıkıntılı ve üzücü şeylerin yaşamda olacağı, dişimizi sıkarsak geçeceği ve sabırlı olmamız gerektiğine inanmak
- Mutsuz, sıkıntılı ve üzücü şeylerin dayanılmaz olduğunu düşünerek kabul etmemek
Bu tutum ve davranışlardan birincisi mutsuz, sıkıntılı ve üzücü şeyin geçeceğini ve iyi bir sonuca varacağını savunurken yarınların mutlu, huzurlu ve iyi olacağını düşünmek pozitif düşünce ve umut açısından çok iyi olmakla birlikte yeterli değildir.
Çoğu zaman insanlar biz üzüldüğümüzde umut vermek adına bu sözleri lafın gelişi kullanırken gelecekte ne olacağını düşünmezler bile…Bir anlamda bizi içinde bulunduğumuz andan kaçırırlar, edilgen bir tutumla bizi bugünden vazgeçirirler. Bu vazgeçiş kişilerin olaylara bakış açılarının bir eseridir. Olayları iyi ya da kötü yapan kişilerin olayı yorumlama-algılama şeklidir.
Mutlu olmak için yarını bekleyen insanlar yarına karşılık bugünü ertelerler. Tanıdık birkaç söylemle hatırlayalım isterseniz;
- Çocuklar büyüyünce…
- İşler yoluna girerse…
- Maaşım artınca…
- Evlenince…
- Terfi alınca…
Doğru zamanın gelmesini beklerken ömrümüz hızla akıp gidiyor farkında mısınız?
Hayat beklemek için çok kısa ve ölümün ne zaman kapımızı çalacağı içe meçhul…
Yaşadığımız her an çok özel ve benzersiz. Acılar, üzüntüler, mutsuzluklar da hayata dair ve onları yaşarken hep gelecek günleri düşünürsek “anı” ıskalarız. Yaşadığımız acılar, üzüntülere saplanıp kalmak yerine yaşananları kabul edip, bu durumdan nasıl çıkabileceğimizi, bize öğrettiklerini anlamaya çalışmak ise kurtuluş yolumuz…
Günün En Karanlık Zamanı Gün Doğmadan Hemen Öncedir Demeyin ve Yarını Düşünmekten Vazgeçin!