Liderlik ve Duygusal Zeka
Duygusal zeka, enerji ve motivasyon düzeyini artırmak için duyguları anlama, ve duygulardan yararlanma becerisidir. Duygusal zeka bireylerin duygusal benliğini ve ihtiyaçlarını anlamayı ve böylece onların kendi potansiyellerini geliştirerek daha verimli çalışabilmeleri yönünde motive etmeyi içerir. Liderliğin %90’ını duygusal zeka oluşturmaktadır.
Duygusal zeka alanında yapılan araştırmalar göstermiştir ki duygusal zeka liderliğin ön koşuludur, kişi ne kadar üstün yetenek, zeka ve yüksek analitik düşünme gücüne sahip olursa olsun duygusal zeka olmadan liderlik yapamamaktadır. Bu sebepledir ki tarihteki başarılı liderlerin ortak özelliği duygusal zekaya sahip olmalarıdır.
Duygusal zeka, Amerikalı psikologlar Peter Salovey (Harvard Üniversitesi) ve John Mayer’in (New Hampshire Üniversitesi) 90’lı yıllarda ortaya çıkarttıkları ve günümüzün sıkça konuşulan konulardan biri haline geldi. Duygusal zeka kavramının geliştirilmesindeki en önemli çalışmalardan biri psikolog Daniel Goleman (New York Times) tarafından gerçekleştirilmiştir.
Duygusal zeka kavramı üzerinde yapılan çalışmaları geniş kitlelere ulaştıran Goleman, “Duygusal Zeka” adlı kitabında, EQ’nun (Emotional Intelligence – Duygusal Zeka) başarı üzerindeki etkisini kanıtlamaya çalışmıştır. İnsanlarla olan iletişimimizi birebir etkileyen duygusal zeka, aynı zamanda bireyin sahip olduğu potansiyeli açığa çıkartmasında da etkin bir rol oynuyor.
Örgüt performansı ile liderin duygusal zekası arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Liderin ruh hali ve davranışları çalışanların ruh hali ve davranışlarını etkilemektedir. Liderin ruh hali bulaşıcı bir şekilde hızlıca örgütün her tarafına yayılmaktadır. Liderin mutlu ruh hali sayesinde, etrafındaki kişiler her şeye daha olumlu bakmaktadırlar ve bu sayede oldukça iyimser bakış açılarına sahip olmakta, yaratıcılıkları, karar almadaki verimlilikleri artmakta ve başkalarına yardımcı olmaya daha yatkın hale gelmektedirler.
Duygusal zekanın dört temel unsuru bulunmaktadır;
- Kendini tanımak,
- Kendi kendini yönetmek,
- Sosyal farkındalık sağlamak,
- İlişkileri yönetmektir.
O halde duygusal zekası yüksek bir lider, kendi ruh hallerini gözlemleyebilen, bunları değiştirebilen ve empati kurarak başkaları üzerindeki etkisini anlayabilen ve onların moralini yükseltecek şekilde davranabilen bir liderdir. Başka bir ifadeyle duygusal zekaya sahip lider ilişki yönetimi ve sosyal yetenekleri ile çalışanlarını yönetirken onları motive edip ikna edebilendir.
Duygusal zekanın beş bileşeni bulunmaktadır;
- Özbilinç (kişinin kendisini çok iyi tanıması),
- Kendini ayarlama (kişinin duygularını kontrol altına alması),
- Empati (kendisini başarıya ulaştıracak diğer kişilerin duygularını anlama becerisi)
- Sosyal beceri (diğerleriyle güçlü iletişim kurma ve yüreklendirme becerisi).
Daniel Goleman duygusal zekaya göre altı farklı liderlik tarzı olduğunu vurgulamaktadır;
- Dayatıcı liderler; anında itaat talep etmektedir.
- Güven verici liderler; insanlara güven vererek bir vizyon doğrultusunda ilerlemelerini sağlarlar.
- Yakınlık sağlayıcı liderler; onlar için çalışanlar her şeyden önce gelir.
- Demokratik liderler; çalışanların fikirlerine önem verir ve katılım sağlarlar.
- Sürükleyici liderler; yüksek motivasyon sağlarlar.
- Yönlendirici liderler; insanları gelecek için geliştirirler.
Bu liderlik tarzlarından dayatıcı liderlik hariç hepsi örgüt içinde olumlu bir iklim yaratırlar.