“İnsanlar, kendi durumlarıyla ilgili olarak her zaman koşulları suçlar.
Ben koşullara inanmam. Bu dünyada yol alan kişiler, ayağa kalkıp istedikleri koşulları arayan ve bulamadıklarında yaratan insanlardır.”
Bernard Shaw
Bernard Shaw’un bu sözlerine hak vermemek imkansız. İletişim teknolojileri sayesinde artık insanlar yaşadıkları her duyguyu sosyal medyadan bir anda binlerce hatta milyonlarca kişiyle paylaşabiliyor. Yaşadıkları duygu durumlarını nedenlerini aktarmadan paylaşabiliyorlar. Sosyal medya hesaplarımıza girdiğimizde hepimizin karşılaştığı “Gülbeniz, mutlu hissediyor, Gülbeniz bunalmış hissediyor…” gibi birçok farklı duygu durumunu gözlemleyebiliyoruz gün içinde sosyal medya hesaplarında 🙂 Bir kişi aynı gün içinde mutlu, mutsuz, kararsız, duygulu, sinirli, acıkmış, korkulu, gergin, sabırsız, sıkıntılı ve burada sayamayacağım birçok farklı ruh halini yaşabiliyor. Peki bu ruh halleri içinde neden hiç empati ile karşılaşmıyoruz, düşündünüz mü? Açıkcası empatinin olmadığını çoğumuz fark etmiyoruz bile çünkü bu kelimeyi çoktan unutttuk….
Yoğun çatışmalı geçen bir iş toplantısında paylaşılan ruh hali ya sinirli ya gergin ya da öfkeli ve daralmış hissediyor oluyor. Toplantıda bizden farklı fikirlerini paylaşan kişiye karşı hissettiğimiz hisler bunlar. Peki bizden farklı düşünen ve bu düşüncesini aktarmaya çalışan bir kişiye neden empati duyamıyoruz? Günümüzde yaşadığımız iletişim ve çatışma problemlerinin altında yatan en önemli problemlerden biri empati kuramamak. Kendimizden farklı düşünen ve farklı olanı irdeleyip sorgulamadan dinlemeyi çoktan unuttuk….
Empati, karşımızdaki insanın duygu ve düşüncelerini anlamaya odaklanmamız, kendimizi onun yerine koyarak problemine duyarlı olmamız anlamına gelir. Yani karşımızdakini anlamaya çalışmak ve ona hak vermesek de bizden farklılığına saygı duymaktır. Empati iletişim arttırdığı gibi çatışmayı da azaltır. Bu yüzden diyorum ki “Gülbeniz, empatik hissediyor” Hadi sizde yaşadığınız ruh halleri içine lütfen bu kelimeyi de ekleyin. Atalarımız ne demiş; “Birşeyi 40 kere söylersen olur” Önce söyleyelim, sonra otomatik olarak hayatımıza girecektir zaten…
Hayatınıza empatiyi tekrar katmanız dileğiyle 🙂